HaberOvasi.Com

Erdoğan'dan Irak Başbakanı'na sert yanıt

GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda "Avrasya'da İslam; Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" Temalı 9. Avrasya İslam Şurası açılışına katıldı. İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 9. Avrasya İslam Şurası'nın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, isim vermeden Irak Başbakanı Haydar El Abadi'ye yönelik sert ifadeler kullandı.

Erdoğan, "Şu anda Irak'ta, yakında da Musul'da yapılacak operasyonlara aynı anlayışla, nasıl Cerablus'ta katıldıysak, nasıl Rai'de katıldıysak, evet şimdi yine söylüyorum...Şahsıma hakaretler ediyor, sen benim zaten muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kıratımda değilsin, kalitemde değilsin.Irak'tan senin bağırman çağırman bizim için hiç de önemli değil, biz bildiğimizi okuyacağız, bunu böyle bilesin. Kim bu? Irak'ın Başbakanı. Önce haddini bil" dedi.

ÜSSÜ KENDİLERİ İSTEDİ
Başika üssünün kurulması için Davutoğlu döneminde Irak tarafının talepte bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Bunların hepsinin canlı kayıtları var. Bugün, yarın bunların hepsi televizyonlarda yayınlanacak. Buna rağmen Başika üssüne girilmiştir. Şimdi diyor ki; 'Buradan çekilin.' Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu sizlerden talimat alacak kadar kalitesini kaybetmiş değildir. Gereği neyse, bunu biz gerektiği şekilde bugüne kadar nasıl yaptıysak yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

İZİN ALMA İHTİYACIMIZ YOKTUR

"Biz kendi sorunlarımıza kendimiz çözümler üretmezsek, kimse dönüp bize el uzatmaz"diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Derdimize çare olmaz. Bakınız bugün Irak'ta DEAŞ terör örgütüne karşı düzenlenen operasyona, öyle veya böyle şekilde dünyanın dört bir yanından tam 63 ülke müdahil olmuş durumda. Koalisyon diyorlar ya, 63 ülke var. Suriye'de aynı şekilde benzer durum var. Bizim Türkiye olarak hem ülkemize yönelik terör tehdidinin kaynaklarını barındırması hem de bin yıllık komşuluk kardeşlik hukukumuz gereği meseleye müdahil olmamızı istemeyenler, diğer ülkelere ses çıkarmıyor. Halbuki Irak ve Suriye'nin başı dertteyse, tedbiri almak, çaba göstermek en çok Türkiye'nin sorumluluğudur. Bu kardeşliğin, komşuluğun bir gereğidir. Bunun içinde bir yerlerde izin alma ihtiyacımız yoktur. Almayı da düşünmüyoruz. Bunun da böyle bilinmesini özellikle ifade ediyorum.


KENDİ PLANIMIZI UYGULUYORUZ

"Bazı ülkeler binlerce kilometre uzaktan gelip Afganistan'da ve daha pek çok yerde kendine tehdit oluşturduğu iddiasıyla operasyon yapacak, Türkiye yanı başında 911 kilometre Suriye sınırı 350 kilometre Irak sınırı, buradaki tehlikeye müdahale edemeyecek" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu çarpıklığa asla müsaade etmiyoruz. Biz 'sabır, sabır sabır' dedik. 14 yaşındaki bir çocuğu Messi'yi çok sevdiği için, çocuğun üzerine o formayı giydiriyorlar, bomba sarıyorlar, Gaziantep'teki kına merasimine onu göndererek orada patlatıp, 56 kardeşimizin ölümüne neden oluyorlar. Hiç sesleri çıktı mı? Batı dünyasının sesi çıktı mı? Hayır. Biz ne dedik? Hayır durulmaz ve Cerablus'a girdik. DEAŞ'ı oradan attık. Atmakla kalmadık. Şimdi güneye doğru bu DEAŞ'ı PYD'yi bunları sürüklüyoruz. ABD'ye dedik ki, 'Münbiç'te PYD ve YPG olmayacak'. Bizzat bana sayın başkan dedi ki 'olmayacak'. 'Buranın' dedik 'yüzde 90-95'i Arap siz neden buraya PYD'yi YPG'yi sokuyorsunuz?' Temizlemekse, hep beraber burayı temizleriz. Niye buraya bunları sokuyorsunuz? 'Merak etmeyin bunlar buraya girmeyecek.' Bu sözü vermelerine rağmen tutmadılar. Biz de şu an kendi planımızı kendimiz uyguluyoruz" ifadesini kullandı.

"IRAK'A IRAK KALAMAYIZ"

"Biz Irak'a ırak kalamayız, seyirci kalamayız" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, kimsenin bir karış toprağında egemenliğinde gözü olmadığını söyledi. Erdoğan, " Bin yıldır yaşadığımız bu coğrafyada kaderimiz de, kederimiz de ortaktır. Yaşadığımız krizler, İslam dünyasının yeni bir silkinişe uyanışa olduğunu gösteriyor. Müslümanlar olarak sahih İslam geleneğinin etrafında bütünleşerek kendimize yeni bir gelecek inşa etmeliyiz. Yereli ihmal etmeden, zamanın ruhunu ıskalamadan geleceğe yürüyebilmeliyiz. Birlikten rahmet, ayrılıkta azap olduğu emri doğrultusunda hareket etmekte mükellef olduğumuzu unutmamalıyız" diye konuştu.

FETÖ, DEAŞ KADAR ÖNEMLİ TEHDİT

15 Temmuz'da yaşananın klasik bir darbe girişi olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " 15 Temmuz'u farklı ve bu heyet açısından önemli kılan husus, darbe girişiminde bulunanların kendilerini dini bir cemaat, liderlerini de sözüm ona mehdi olarak görüyor olmalarıdır. Darbecileri motive eden, yıllar boyunca kendilerini gizlemek için çift kişilikli hayat süren, sonunda kendi ülkesine milletine silah doğrultacak şekilde gözlerini karartacak sebepleri çok iyi tahlil etmeliyiz. Bu tehdit Türkiye'ye mahsus bir tehdit değildir. İslam coğrafyasını kana bulayan El Kaide gibi, DEAŞ gibi, kendilerince ulvi gayelere hizmet ettiğini düşünen kişilerden oluştuğunu unutmamalıyız. FETÖ olarak adlandırdığımız yapı, Müslümanlar ve tüm dünya için DEAŞ kadar önemli bir tehdittir" dedi.

SOVYET SONRASI DÖNEMİ İSTİSMAR ETTİLER

FETÖ'nün Türkiye dışında ilk faaliyetlerini Avrasya ülkelerinde yoğunlaştırdığını hatırlatan Erdoğan, " Elde edilen özgürlük ortamı, bu örgüt tarafından alabildiğince istismar edilmiştir. Bölgedeki Müslümanların ihyaya en çok ihtiyaç duydukları dönemde öne çıkan bu örgüt, maalesef sadece kendi hegemonyasını kurmak için uğraşmıştır" dedi.

MÜDAHALEYE ZEMİN OLUŞTURULUYOR
İslam dünyasının terörizm bahane edilerek bölünmeye çalışıldığını ve ağır ithamların hedefi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ortadoğu'da, Güney Asya'da yaşanan terör eylemlerinde, ölenlere bakıyorsunuz Müslüman, öldürenler de Müslümanlar. Ölen 'Allahu Ekber' diyerek son nefesini veriyor. Öldüren de 'Allahu Ekber' diyerek öldürüyor. Üstelik tek mesele de bu değil. Mezhepçilik fitnesi İslam dünyasına müdahaleyi kapı açan bir diğer önemli gelişme" diye konuştu.

SÜNNİLİK, ŞİİLİK DİYE BİR DİN YOK
Her fırsatta ifade ettiği görüşünü tekrarlamak istediğini söyleyen Erdoğan, "Burada bir kez daha tekrarlıyorum. Benim, yanlış anlamalar vesaire yine de söyleyeceğim. Benim Sünnilik diye bir dinim yoktur. Benim Şiilik diye bir dinim de yoktur. Benim dinim, din-i mübin olan İslam'dır. İslamın tüm sahih yorumları benim için hürmete layıktır. Benim de şahsen tabii olduğum bir yorum var. Ama asla bu yorumu, dinimin, yani İslam'ın üzerine çıkarmadım, çıkaramam" şeklinde konuştu.

ATEİST TERÖRÜ DİYE BİR ŞEY DUYDUNUZ MU?
Dünyada farklı inançlara mensup toplulukların terör eylemlerinin kurbanı olabildiklerini hatırlatan Erdoğan, "Sadece faili Müslümansa, bunun adı 'İslami terör' olarak ifade ediliyor. Şayet fail başka bir inanca mensupsa bu eylem, terör olarak dahi vasıflandırılmıyor. Adli vaka sınırının ötesine geçirilmeden gündemden düşürülüyor. Bugüne kadar hiç Hristiyan terörü, Yahudi terörü, Musevi terörü, şayet kişi bir inanca mensup değilse ateist terörü diye bir şey duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü sadece eylemci Müslümansa, terörist diye sıfatlandırılır. Bu batı ülkelerinde, İslamla terör kavramlarını eşleştirme, aynı parantezin içine alma çabasının ürünüdür. Medya bu konuda asla masum değildir. Politikacılar masum değildir. Bu konuda en büyük sorumluluk İslam dünyası olarak Müslümanlar olarak, Müslümanları temsil eden din adamları ve politikacılar olarak sizlere bizlere düşüyor" diye konuştu.

STRATEJİMİZ BUNDAN SONRA BU OLMAYACAKTIR
Son dönemde artan PKK terörüne sözü getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz 241 şehit verdik 15 Temmuz gecesi. 2 bin 194 gazimiz oldu o gece. 241 şehidimize ben tekrar Allahtan rahmet diliyorum. Gazilerimize şifalar diliyorum. Fakat şurada son üç gün içerisinde, kurucusu olduğum partinin, Özalp'ta ilçe başkan yardımcısını bu bölücü terör örgütü PKK evini basarak şehit etti. Aynı şekilde Diyarbakır Dicle ilçe başkanını da işyerini basmak suretiyle orada şehit ettiler. Şimdi bunlara sorduğunuz zaman bizim sivillerle işimiz yok diyor. Daha 2013'te sokağa halkı çağırarak 53 kişinin ölümüne, Yasin Börü yavrumuzun üçüncü kattan onu atmak suretiyle, arabayla üzerinden geçmek suretiyle onu şehit edenler kimdi? Yine aynı örgüt mensuplarıydı. Şimdi de aynen bunları yapmaya çalışıyor. Bugün buradan onu da anons ediyor. Stratejimiz bundan sonra bu olmayacaktır" dedi.

İSLAM ÜLKELERİNE MEKTUP
Dolmabahçe Sarayından tüm dünyaya seslenmek istiyorum diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak 56 ülkenin hepsinin devlet başkanlarına hükümet başkanlarına şu anda bir mektup gönderiyorum. Mektubun metnini burada okuyacağım. Birkaç gün içinde de mektup kendilerine ulaşacak"dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından mektubu okudu: "İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı sıfatımla en kalbi selamlarımı sunarak, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi'nde kabul edilmiş bulunan 'Terörizme destek verenlere karşı adalet yasası'na ilişkin kaygılarımı ve bu husustaki çağrımı sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konuda ülkem tarafından 23 eylül 2016 tarihinde yayınlanan ve bilahare tüm İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelere dağıtılmış olan basın açıklamasında vurgulandığı üzere bu yasanın uluslararası hukuka, devletlerin egemenliği eşitliği ve suçun şahsiliği ilkesi başta olmak üzere BM şartında yer alan temel ilkelere uygun olmadığı inancındayız. Bunun yanı sıra çifte standartlı yaklaşımların ürünü olan bu yasanın terörle mücadele alanı dahil uluslararası işbirliğine ciddi zararlar verme potansiyeli taşıdığını da düşünüyoruz. Önemli küresel ve bölgesel sınama ve tehditlerle baş etmeye çalışan uluslararası toplumun bu aşamada ilgili yasanın yol açması muhtemel bölünmelerden olumsuz etkileneceğinden endişe etmekteyiz. Bu endişenin İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bütün üyelerince paylaşılacağından kuşku duymuyorum. Nitekim bu hatalı yaklaşıma karşı uluslararası düzeyde ilk tepkilerden biri 14 Eylül 2016 tarihli açıklamasıyla İslam İşbirliği Teşkilatı'nın sayın genel sekreterinden gelmiştir. Bu çerçevede İslam ülkeleri olarak aramızdaki dayanışmayı ve eşgüdümü pekiştirmemiz bu yasanın uluslararası terörle mücadeleye olası neticelerine karşı teşkilatımız bünyesinde ortak bir tutum belirlememiz gerektiğine inanıyorum. Bu düşüncelerle en samimi temennilerimi ve hürmetlerimi sunarım..."

ABD'NİN KARARINI GERİ ÇEKMESİNİ İSTİYORUZ
Alınan karara İslam ülkelerinin ortak tavır göstermesi gerektiğini söyleyen Erdoğan," Bu ne demektir? 56 ülke hep birlikte tavrımızı koyacağız. Amerika Kongresi'nin bu kararı gözden geçirerek geri çekmesini isteyeceğiz. Neden? Değerli kardeşlerim hep sessiz kalınmıştır. Bir yanağa vurulmuştur. Öbür yanak çevrilmiştir. Artık bizler haklarımıza sahip çıkmasını bilmeliyiz. Bir terörist halkı Müslüman olan ülkeden çıkmış olabilir. O gitmiş orayı bombalamış da olabilir. Peki benim ülkemde eğer Amerikalı bir terörist bir yeri bombalarsa, ki bombalıyorlar. O zaman biz de çıkaracağımız bir kongre kararıyla, parlamento kararıyla Amerika'yı mahkum etme yoluna gidebilir miyiz? Aynı şekilde gideriz. Bu, bu demektir. Şimdi bunun yolunu bunlar açmış oluyorlar. Suçların uluslararası hukukta şahsiliği ilkesi vardır. Kimse bir suçu işleyen bedelini o öder. Siz onu bir devlete ödetemezsiniz. Böyle bir hakkınız yok. Ama kişi işte eğer halkı Müslüman olan bir ülkedense oynanan oyun bu. Açık net ortada" diye konuştu.

DAVALAR AÇILIYOR
Suudi Arabistan'a yönelik davalar açılmaya başladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu açılan davalarla paralar alırız'... Sayın Obama tek başına kaldı. Bir kişi daha ona katıldı. O da bakın bu yarın size döner diye de şerhinde bunu ifade etmiş. Hukukçu ya. Demek ki görmüş burayı. Vaka da bu zaten, döner. Aynı durum şu anda Irak'tadır. Aynı durum şu anda Suriye'dedir. Yahu teröristin iyisi kötüsü olabilir mi? Senin teröristin iyi, benim teröristim kötü. Böyle bir mantık olabilir mi" diye konuştu.

DİN ADAMLARIYLA FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından 9. Avrasya Din Şurasına katılan din adamlarıyla fotoğraf çektirdi. Erdoğan ardından da özel görüşmelerde bulunmak için Dolmabahçe Sarayı'ndan ayrılıp, Yıldız Sarayı içindeki Mabeyn Köşkü'ne geçti. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.