HaberOvasi.Com

Çini" kadınların ellerinde hayat buluyor

SAMSUN HABER

Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya taşıdığı, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı devletlerinden günümüze miras kalan, UNESCO'nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine aldığı çinicilik kadınların ellerinde geleceğe aktarılıyor.


Samsun'da açılan çinicilik kursuna katılan çoğu 50 yaşın üzerindeki kadınların yaptığı çalışmalar dikkati çekiyor.

Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya taşıdığı, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı devletlerinden günümüze miras kalan Türk süsleme sanatı çinicilik, kadınların ellerinde geleceğe taşınıyor.

UNESCO'nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine aldığı çiniciliği yaşatmak için Atakum Belediyesinin Özgecan Kadın Koordinasyon Merkezi'nde açılan kursa, özellikle 50 yaşın üzerindeki kadınlar ilgi gösteriyor.

Kiminin torununu evde eşine bırakarak geldiği, kiminin görme sorununa rağmen göz nuru akıttığı kursta ortaya koyulan eserler ise dikkati çekiyor.

Özgecan Kadın Koordinasyon Merkezi Yöneticisi Fatma Taşçı, AA muhabirine, Çiniciliğin Yaşatılması Projesi ile unutulmaya yüz tutmuş Türk el sanatlarını yaşatmak istediklerini söyledi.

Çini ustalığının da bunlardan biri olduğuna işaret eden Taşçı, "Samsun'da unutulmaya yüz tutmuş el sanatını güncelleştirelim, tanıtalım ve kadınlar bu anlamda bunu meslek edinsin diye yola çıktık. Bence bu proje ülkemizin başka bölgelerine de örnek olacak. Çinicilik böylelikle yeniden ülkemizde var olacak diye düşünüyorum." dedi.

Projeyi, Avrupa Birliğinin de desteklediğini vurgulayan Taşçı, şöyle devam etti:

"Projemizin amacı Osmanlı ve Anadolu Selçuklu hatırasını yaşatmak. Ancak kadınlarımızın meslek edinmesini de sağlamak istiyoruz. Kadınlarımız burada günlük 8 avro kazanıyor. Kadın istihdamına destek vererek kadınların hayatta daha sağlam durmasını da sağlıyoruz. Kursta 24 ile 64 yaşındaki kadınlarımız var. Çoğu 50 yaş üzerindeki kadınlarımız."

Kadınlar atölye açacak

Kursiyerlerden Hülya Er, evde yapacak işinin kalmadığını ve çini sanatını çok sevdiğini bu nedenle kursa katıldığını söyledi.

Er, "Geleneksel el sanatımızı da burada yeniden öğreniyoruz. Çininin Osmanlı ve Anadolu Selçuklu'dan manevi olarak gelen ne kadar değerli bir sanat olduğunu da öğrendik. Bu mirası elimizden geldiği kadar devam ettirmek istiyoruz." diye konuştu.

Necla Lokumcu ise çocuklarını büyüttüğünü ve eşinin de emekli olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

"Evde yapacak işim kalmadı. Buraya ilk zamanlar stres atmak için geldim. Ancak çiniciliğin zevkli bir iş olduğunu öğrendim. Çiniciliği yaşatmak ve evime ekonomik olarak destek olmak için kursa devam etmeye karar verdim. Öğrendikten sonra arkadaşlarımızla atölye açarak kendimiz yapacağız ve kendimiz satacağız."

Evde iki tane torununa baktığını ancak onları eşine bırakarak çini öğrenmeye geldiğini anlatan Semra Mızıkacı da çini yapmayı öğrendikten sonra arkadaşlarıyla bir atölye açmayı düşündüklerini kaydetti.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.