banner798
 KAZAKİSTAN  “  BİR AMAÇ , BİR HEDEF, BİR GELECEK “
Kazakistan cumhurbaşkanı Nursultan  Nazarbayev’in ;  “ Bir Amaç , Bir Hedef , Bir Gelecek “  programı kapsamında TİKA ( Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ) destekli , Kazakistanlı şair Kural Kömek’in yazdığı  Çanakkale Destanı ve Türk Dünyası Marşı  tanıtım etkinliğine katılmak üzere Türkiye’nin farklı illerinden olmak üzere yedi kişi etkinliğe davetli olarak katıldık . 
2015 Aralık  12-15   tarihlerini kapsayan bu etkinlik için bizler Türkiye’den 10 Aralık günü yola çıktık . Samsun-İstanbul, İstanbul-Almata , Almata – Çimkent aktarmalı olarak yaklaşık  12 saat  yolculuktan sonra  Çimkent’ e  sabah 10 civarında gittik.  
Otele yerleşip  dinlendikten sonra ,  17 ,30  Etnoğrafya Devlet Müzesine gittik . Burada Kazak ve diğer Türk boylarının yaşam ve kültürleri hakkında, ayrınlıtı bilgi ve görsellerle destekli tanıtım yapıldı. Müze yetkililerinin isteği üzerine ,  müze anı defterine duygu ve düşüncelerimizi yazdık   . Müzede Kazak ve diğer Türk boylarının yaşam ve kültürlerini yansıtan giysi ve ev eşyalarının renklerindeki canlılık ve dombra ile sunulan mini konser unutulacak gibi değildi. 17,30 da akşam yemeğinden sonra otele döndük.
12 Aralık cumartesi günü Çimkent Valilik ziyareti yapıldı . Ziyarette katılımcı tanıtımları , etkinlik ve gezinin amacına yönelik konuşmalar yapıldı. Sonrasında konuklar tarafından götürülen armağanlar ve kitaplar sunuldu. Biz , İdris Anarat bey ile , Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin ve Bafra Kaymakamı Halis Arslan beyefendilerin, kentimizi tanıtan armağan ile,  davetleri için teşekkür , kutlama , dostluk ve iyi dileklerini içeren belgeleri ile birlikte  Bafra’mızı  tanıtan cd ve kitapları ilettik. Vali bey tarafından da konuklara katılım ve teşekkür belgeleri ile armağanlar sunuldu. 
Bu resmi ziyaretin ardından Devlet Flarmonisinde ,Kazak şair Kural Kömek tarafından yazılan, Çanakkale Destanı ve Türk Dünyası Marşı tanıtımı yapıldı . Etkiliğe çok sayıda  katılımın  oluşu , Çimkent halkının kültür ve sanata  üst düzeyde ilgilerini ortaya koyuyordu . Tanıtım sonrasında katımcılara söz verildi . Katılımcılar duygu ve düşüncelerini içeren konuşmalar yaptılar . Bu törende İdris Anarat bey, dinleyenler tarafından  büyük ilgi gösterilen Kazakistan adlı şiirini okudu . Bu beğeni üzerine,  etkinlik süresince yapılan diğer ziyaretlerde de İdris bey Kazakistan şiirini okudu .
Bu resmi tören sonrasında katılımcılara Çimkent Bağımsızlık Parkı  gezdirildi . Parkın , Kazakistan’ın bağımsızlığını ifadelendirmesi açısından önemi ve anlamını içeren bilgiler verildi. Kar ve soğuk hava nedeniyle bu kısa  gezinin ardından , Ahıska Türkleri Medeniyeti Derneğini ziyaret ettik . Ziyaretçiler dernek başkanı tarafından içten bir ilgi ve sevgi ile  karşılandı . Yaşça   hepimizden büyük  olmasına karşın, orada olduğumuz yaklaşık 2  saat boyunca  hemen hemen  hiç oturmadan bizlerle ilgilenmesi ,   Ahıska Türklerine dair yaptığı çalışmalar, okuduğu şiirler çok etkileyiciydi. 
Etkinliğimiz  13  Aralık Pazar günü  saat 8 de  Sayram kasabasına hareket ederek devam etti  . Burada  Ahmet Yesevi’nin annesi, Karasaç Ana , babası,  İbrahim Ata mezarlarını  ziyaret ettik . Daha sonra Kazak şair Kurak Kömek beyin evinde  öğle yemeğine katıldık .
Kazakistan’a ilk gidenler için sanırım çok farklı gelecek şeylerden biri hazırlanan yemek maslarının zengin çeşitliği olacaktır . Kazakistan’ın corafi  koşullarından olsa gerek,   et  yemek masalarının belirleyicisi oluyor . Yemek masalarının büyüklüğü  kalabalık aile oluşlarını gösteriyor . Her gittiğimiz yerde , en az 20 kişinin oturabileceği maslarla karşılaştık. Masanın en başına konuklar arasında en yaşça en büyük olan konuğu oturtuyorlar , ev sahiplerinden en büyük olan kişi de yanına oturuyor.Ev sahipleri arasından bir kişi yemek boyunca sunuculuk  üstleniyor . Konuk ve ev sahiplerin kendilerini tanıtmaları , duygu ve düşünceleri üzerine konuşmalarını sağlayıcı sözler söylüyor. Konuşmalar sonrasında , yemeğe  müzik eşlik etmeye başlıyor . Dombra, müzik sunumlarında en çok kullanılan enstrüman  . Yemeğin sonunda kısaca  “ soframız ve dostluğumuz bol olsun “  denilebilecek duygu ve dileklerini ileten dua ve amin yapılıyor . Kural Kömek beyin evinde de bu şekilde konuk edildik. Son olarak konuk ve ev sahiplerince karşılıklı armağanlar sunuldu .
Yemekten sonra saat  16.00 da Çimkent,   Müzik ve Gösteri  Salonunda  “ Babalar Emaneti “  adlı  programa katıldık . Bu gösteride öğrenciler tarafından hazırlanmış müzikli anlatılar sunuldu, şarkılar söylendi. İdris Anarat bey Kazakistan şiirini okudu . Plaket sunumları yapıldı . Biz de Bafra belediyesince armağan olarak götürmemiz için verilen , üzerinde köprü  görselli plaketi sunduk . Köprünün tarihi ve anlamını  içeren bilgiler verdik.  Sonra , bir Adana lokantasında yemeğe geçtik . İncelikler insanları Kazaklar … Aramızda Adanalı bir arkadaşımızın oluşu nedeniyle özellikle seçmişler burayı . İşletmecisi ise beş çocuk sahibi zarif bir hanımefendi idi . Aynı zamanda bir çocuk yuvası işlettiğini öğrendiğimizde ona olan hayranlığımız arttı . Burada da Adana mutfağı ağırlıklı yemekler ve yine sohbet , müzik eşliğinde unutulmaz anlar yaşadık . Daha sonra otele geçtik ve diğer katılımcı ülkelerin konukları  ( Özbekistan , Kırgızistan , Karakalpak, Başkurdistan )  ile birlikte etkinlik ve Kazakistan içerikli sohbet ettik. Hepimizin ortak izlenimi ; insanların çok içten ve sıcak oluşları ile birlikte kültür ve sanata  olan büyük ilgileri idi. 
Gezimizin son günü olan  14 Aralık pazartesi  sabah erken  Ahmet Yesevi’ye gitmek üzere Türkistan’a doğru yola çıktık . 
Türkistan ve Çimkent arası yaklaşık  2,5 saat sürdü. İlk olarak ikinci Aristo olarak bilinen  , Farabi Müzesini ziyaret ettik . Yüksek tavanlı ve 2 kat olarak düzenlenmiş olan bu müzede , insanı  “ alem büyük insandır , insan küçük alemdir “ diye tanımlayan  Farabi ; felsefe ,tıp müzik , sosyoloji , matematik gibi temel konularda yaptığı çok önemli çalışmalar ile kendi tanımladığı gibi insanın küçük bir alem olduğunu göstermiş. Bu müze de Farabi özetlenmiş tüm çalışma alanları ile yansıtılmıştı . Müze yetkilileri kültür sanat alanında grup olarak oraya ilk giden konuklar olduğumuzu belirttiler. 
Ardından Arslan Bab  mezarı ziyaret edildi . Bu ziyarette , lavabo çeşme v.b çevre düzenlemeleri konusunda Tika’nın desteğinden ve memnuniyetlerinden bahsedildi . Daha sonra , Moğollarca istila edilen Oturar adlı arkeolojik kazı alanını gezdik. Ardından Ahmet Yesevi’ye gittik  .Orada   Kazakistan ulusal tv kanalı ile karşılaştık , grubumuzla röportaj yapıldı. Türbe içerisinde gezdiğimiz her yer konusunda  ayrıntılı bilgilendirildik  . 
Kazakistan finalimiz , çok görkemli bir düğün salonunda , geleneksel bir Kazak düğünü oldu . Oyunları ve  etnik giysileri ile  gelenek ve göreneklerin yansıtıldığı düğün sanırım olabilecek en iyi finaldi. 
Ve Kazak çocuklar …çekik gözlü , güleç güzlü , sıcak bakışlı çocuklar kalbim onlarda kaldı , öyle güzeller ki …
Dünyanın her yerinde her çocuğun olduğu gibi .
Ve Nazarbayev … “Bizim en büyük zenginliğimiz bağımsızlığımız” diyen özgür ruhlu  çağdaş çalışkan lider .Kazakistan Cumhuriyetimizin ilk yıllarını ve Nazarbayev Atatürk’ü anımsatıyor . Atatürk Kazakistan’da çok tanınıyor , saygı ve sevgiyle anılıyor .
Ve Kazak halkı corafyaları gibi büyük yürekli sevgi dolu insanlar  ülkesi 
Hep diyorum ya ,  Sevgi her şey 
Hoş kalın …





 
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.