Öne Çıkanlar master Doluluk oranı
banner798

BİZİM TEK ANDIMIZ İSTİKLAL MARŞIMIZ
banner852
Kabineyi kurup yeni yönetim sistemini bilfiil çalıştırmaya başladıkları bu süreçte, hiçbir rasyonel sebebi olmayan bir kur saldırısının başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke içindeki kimi kesimlerin de bu ateşi söndürme gayretlerine destek vermek yerine, âdeta ateşe odun taşıdığını belirtti.

Tüm imkânları seferber ederek bu saldırı dalgasını kontrol altına almayı başardıklarını, bu vesileyle cari açığı düşürmeye ve tasarrufları artırmaya yönelik yapısal reformları hızlandırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi kaosla, darbe girişimleriyle ve terör örgütleriyle Türkiye’ye diz çöktüremeyenlerin, ekonomi kozunu da boşa çıkardıklarını dile getirdi.

“BİZİM TEK ANDIMIZ İSTİKLAL MARŞIMIZ”

Konuşmasında, ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet’ vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’ndaki mesajları idrak edip hayata geçireceklerini belirtti ve sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Evet, burada bir kez daha tekrar ediyorum ki, bizim tek andımız İstiklal Marşımız. Günümüz şartlarında hiçbir manası olmayan fuzuli tartışmalarla milletimizi yormak yerine asıl işimize bakacak ülkemizi büyütmenin, güçlendirmenin, ileriye taşımanın mücadelesini vereceğiz. AK Parti olarak 17 yıldır bu şekilde yol yürüdük, milletimizin gönlünde bu şekilde yer edindik, Allah’ın izniyle bundan sonra da yolumuzdan dönmeyeceğiz.”

“SANAYİCİMİZDEN ESNAFIMIZA, ÇİFTÇİMİZDEN İNŞAATÇILARIMIZA KADAR HERKESTEN SABIR İSTİYORUZ”

Konuşmasında, “Piyasalarda nakit sıkışıklığı yaşandığını, kredi kanallarının daraldığını, buna bağlı olarak üretim ve istihdamda dikkatle üzerinde durulması gereken gelişmelerin yaşandığını biliyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların hepsiyle de ilgili hazırlıklarımız, çalışmalarımız, planlarımız var. Öncelikli sorunları hâl yoluna koyduktan sonra, bu sıkıntıları aşmak çok daha rahat olacaktır. Sanayicimizden esnafımıza, çiftçimizden inşaatçılarımıza kadar herkesten sabır istiyoruz. Bu dönemde, tüm kesimlerin kendi kaynaklarını daha etkin şekilde kullanarak çarkların dönmesini sağlaması çok önemlidir. Darbe girişiminin ertesi günü bile, hatırlayın, işinin başında olan, üretimine, hizmetine, ticaretine ara vermeyen milletimizden, bugün de aynı dirayetli ve millî tavrı göstermesini bekliyoruz. Türkiye ekonomiyi silah, kuru, faizi, enflasyonu da onun mermisi olarak kullanan çevreler tarafından hedeflerinden uzaklaştırılmaya çalışılırken, biz tarihî başarılara imza atmayı sürdürdük” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin İdlib’te milyonlarca insanın hayatını etkileyecek büyük bir felaketin önüne, tüm dünyanın takdirini kazanan bir gayretle geçmeyi başardığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya ve İran’la birlikte yürüttüğümüz görüşmeler neticesinde, bölgedeki tüm tarafların hassasiyetlerini karşılayan formüller geliştirdik. Bölgede huzur ve sükun var. Suriye’de, Türkiye’nin güvenlik altına aldığı her yerde aynı sekineti ve ümidi görmek mümkündür. Hem bölgedeki güçler hem de dünya kamuoyu ülkemizin Suriye’de, ne toprak işgali ne de doğal kaynakları sömürmek gayesiyle bulunmadığını artık tamamen görmüş ve kabul etmiştir” dedi.

“SIRADA FIRAT’IN DOĞUSUNDAKİ TERÖR YUVALARININ ORTADAN KALDIRILMASI VAR”

Suriye’deki tek amaçlarının, toprak bütünlüğü temelinde, her mezhepten ve kökenden kesimi kucaklayacak adil, sürdürülebilir, demokratik siyasi bir çözümün bulunması olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimseyi zorla hala çok ciddi tehditlerin bulunduğu bir coğrafyaya göndermeyi aklımızdan dahi geçirmedik, geçirmeyeceğiz. Böyle bir tavır bizim ne tarihimize, ne kültürümüze, ne medeniyetimize, ne de ahlakımıza sığar” dedi.

“Suriye sorununu kendi mecrasında çözme çabalarımıza hız vermek mecburiyetindeyiz. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve İdlib Harekâtlarımızla, bu doğrultuda önemli kazanımlar elde ettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi sırada Fırat’ın doğusundaki terör yuvalarının ortadan kaldırılması ve bu bölgenin yeniden gerçek sahipleri olan Suriyeli kardeşlerimizin hayat alanı hâline getirilmesi vardır. Amerika, Münbiç konusunda vardığımız mutabakatı bizi oyalama aracı hâline dönüştürmüştür. Münbiç meselesinin, er veya geç, arzu ettiğimiz doğrultuda çözüleceğine inanıyoruz. Şu anda devriye güçlerinin Gaziantep’te bizim askerlerimizle Amerikalı askerlerin birlikte çalışma yaptıklarını biliyorsunuz. Bunları biz Münbiç’in bir an önce boşaltılmasına yönelik gayretler, adımlar olarak görüyoruz. Artık Münbiç’te oyalanmak yerine, dikkatimizi ve enerjimizi Fırat’ın doğusuna çevirmekte kararlıyız. Fırat’ın doğusunda bir terör örgütü eliyle Türkiye tehdit ediliyor. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, kimsenin de sınırlarımızın dibinde bize tehdit oluşturacak işler yapmasına izin vermeyiz. Zaten terör koridorunu şu anda dağıtmış vaziyetteyiz, ama yeniden oluşumlar kesinlikle bizim açımızdan kabul edilemezdir, oralar bizim kırmızıçizgimizdir, oralarda buna fırsat vermemiz mümkün değildir.”

“BİZİM TEK GAYEMİZ, ÜLKEMİZE YÖNELEN TEHDİDİ KALICI OLARAK ORTADAN KALDIRMAK”

DEAŞ’ın bölgede yapılan operasyonlar için bir bahane olarak kullanıldığının tüm çıplaklığıyla ortaya çıktığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlâ DEAŞ’ın canlandırılarak Türkiye’yi tehdit eden terör örgütüne verilen desteğin meşrulaştırma gayretlerinin devam ettiğine dikkat çekti.

“Biz DEAŞ adına sahaya sürülen çapulcuların kim tarafından nerede, nasıl korunduğunu, silahlandırıldığını, desteklendiğini de çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bölgeye getirilen 19 bin tır ve 3 bin kargo uçağı dolusu silah ve mühimmatın DEAŞ’la alakasının bulunmadığını, Deyrizor’da yaşanan kavganın petrol sahalarını kontrol etme kavgasının olduğunu iyi bildiklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Daha bildiğimiz pek çok şey var. Ama bir kez daha ifade ediyorum, bizim kimseyle kavga etmek, hele hele fiili çatışmaya girmek gibi bir amacımız kesinlikle yoktur. Bizim tek gayemiz, ülkemize yönelen tehdidi kaynağında ve kalıcı olarak ortadan kaldırmaktır. Deşifre olmuş bir oyunu sürdürmeye çalışanlar sadece kendilerini komik duruma düşürürler. Müttefiklerimize, dostlarımıza, iş ortaklarımıza diyoruz ki, gelin sırtınızdaki bu yükten kurtulun. Terör örgütüyle birlikte yürünen bir yolun sonu kimse için hayırlı bir yere çıkmaz. İşte bu terör örgütü PKK’dır, onun yan kolları YPG ve öbür tarafta bildiğiniz gibi PYD, YPG’dir. Türkiye gibi bir ülkeyi eli kanlı, mazisi karanlık, mensupları şaibeli bir örgüte feda etmek akıl kârı değildir. Bu çağrımızın yavaş yavaş muhataplarımızda makes bulmaya başladığını görüyoruz.”

Kendi harekât planlarına göre çalışmalarını sürdürdüklerini ve çok yakında bu çalışmaların sahadaki yansımalarının görülmeye başlanacağını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sözlerimiz son ikazlarımız olarak değerlendirilmelidir. Ülkemize ve milletimize yöneltilen son silah da yok edilene kadar mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız” açıklamasında bulundu.

“ELİMİZDE BAŞKA BİLGİ VE BELGELER DE VAR”

Konuşmasında Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın Türkiye sınırları içinde gerçekleşmiş olması ve vicdani sorumlulukları dolayısıyla bu meseleyle yakından ilgilendiklerini ifade etti.

Olayın yetkili makamlara haber verilmesinin ardından yapılan araştırma ve soruşturmaların kendilerini, Kaşıkçı’nın Konsoloslukta öldürüldüğü sonucuna götürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi yetkililerin Kaşıkçı’nın Konsolosluktan çıktığı yönündeki ifadelerinin ise kendilerini endişeye sevk ettiğini söyledi. Bu süreçteki Suudi yetkililerinin açıklamalarını komik ve çocukça sözleriyle niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu açıklamaların devlet ciddiyetiyle ve devlet adamlığıyla uyuşmadığını kaydetti.

Daha sonraki süreçte Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı’nın Konsoloslukta öldürüldüğünü kabul ettiğini ve olayla ilgili 18 kişinin tutuklandığını açıkladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu 18 kişi Cemal Kaşıkçı’nın kimler tarafından öldürüldüğü biliyor, bunun başka izahı yok, çünkü fail bunların içinde. Fail bunların içinde değilse, o zaman yerli iş birlikçi kim, bunu açıklayacaksınız. Bunları açıklamadığınız sürece o zaman Suudi Arabistan bu zandan kurtulamaz” sözlerine yer verdi.

Cinayetle ilgili bilgi ve belgelerin, orijinalleri Türkiye’de kalmak üzere Suudi Arabistan’a verildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Peki bu talimatı veren kim? Bu 15 artı üç, 15 kişinin Türkiye’ye gelmesini talimatını veren kim? Cuma günü gelip buraya yerleşenler, ardından pazartesiyi salıya bağlayan gece bu gelenler kimlerin talimatıyla geldi? Bunu da yetkililerin açıklaması lazım. Tabii elimizde başka bilgi, belge yok değil, var, gün ola harman ola, ama çok aceleci olmanın da anlamı yok, şimdilik ilk etapta bir defa Kaşıkçı’yı öldürenleri Suudi yetkililer açıklayacak.”

“TÜRKİYE BU ELİM HADİSENİN BAŞINDAN İTİBAREN SORUMLU, İNSANİ VE AHLAKİ DURUŞ SERGİLEDİ”

Olayın açığa çıkarılması için Suudi Arabistan’ın görevlendirdiği başsavcının pazar günü Türkiye’ye gelerek buradaki başsavcı ile görüşeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı’nın Kaşıkçı’nın naaşının verildiğini söylediği ve yerli iş birlikçi olarak nitelenen kişinin kim olduğunun Suudi yetkililerce açıklanmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cinayetle ilgili tutuklanan 18 kişinin Türkiye’de yargılanması teklifini, kendileriyle yaptığı telefon görüşmelerinde Suudi Kralı Selman ve Veliahttı Muhammed Bin Selman’a ilettiğini de aktardı.

Türkiye’nin bu elim hadisenin başından itibaren gösterdiği sorumlu, insani ve ahlaki duruşun, tüm dünya tarafından takdirle karşılandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hadise ilk duyulduğunda suçu ülkemizin üzerine yıkmak üzere harekete geçen birtakım mahfillerin, aslında cinayetin faillerinin yönlendirmesiyle hareket ettikleri anlaşıldı” ifadelerini kullandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayı titizlikle sürdürdüğüne, Emniyet Teşkilatının ve istihbarat birimlerinin olayı aydınlatacak çalışmalarına devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hem diplomasi tarihi hem uluslararası ilişkiler hem de yargı süreçleri bakımından nevi şahsına münhasır böylesi bir hadisenin devletimizin ciddiyetine, uluslararası yükümlülüklerimize yaraşır bir tarzda yürütülmüş olmasını ülkemiz ve milletimiz adına bir başarı olarak görüyoruz” dedi.

“TÜRKİYE’NİN BU KONUDA TAKİP ETTİĞİ YÖNTEMLERİ HERKES TAKDİR EDİYOR”

Ana muhalefet partisi liderinin konuyla ilgili tavrının ise içler acısı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili liderin, devletin resmî bilgilerine itibar etmeyip konuyu, bir kısmı da olayın zanlısı durumunda olan çevrelerin beyanları, iddiaları, manipülasyonları üzerinden değerlendirdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye töhmet altında bırakmak isteyen kesimlerin propagandalarına borazanlık yapıyor. Bu ülkeyle ve bu milletle irtibatı olmadığını zaten bildiğimiz CHP genel başkanının vahşi bir cinayet meselesine dahi böylesine çarpık şekilde yaklaşmasını da doğrusu beklemiyordum; ama bu da oldu. Ve günler, haftalar, aylar geçtikçe Bay Kemal bütün çıplaklığıyla çırılçıplak bu siyasette milletin önüne çıkacaktır” şeklinde konuştu.

Söz konusu liderin söylediklerinin, kendisinin hukuk, uluslararası sözleşmeler, kurallar ve usullerden haberinin olmadığını, olsa da anlamadığını açıkça gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bu konuda takip ettiği yöntemleri herkes takdir ediyor, bir tek CHP Genel Başkanı yerden yere vuruyor, sonra lafı döndürüp dolaştırıp para meselesine getiriyor. Bu kişinin banka sahibi bir partinin başında olduğu için olsa gerek, her şeye rant penceresinden para gözüyle baktığı anlaşılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz meseleye insan onuru, hayat hakkı, masum bir kişinin hunharca katli diye bakıyor ve takibini yapıyoruz, bu kişinin aklı fikri parada. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin. Dünyada her meseleye para gözüyle bakan başka siyasetçiler de var ama hiç değilse onlar bunu böylesine rezilce yapmıyor. Herkesin üzerinin örtülmesini beklediği bir cinayeti, âdeta kördüğüm çözer gibi adım adım sabırla, sebatla, herkesi kendine hayran bırakan bir özenle aydınlatan Türkiye’ye, bu iftirayı ana muhalefet partisinden önce cinayetin zanlıları atmaya başladı. Anlaşılan o ki, bu zanlıların sadece sosyal medyada da değil, bizim siyasetimiz içinde de trolleri, trol çiftlikleri var. Ana muhalefetin başındaki zatın yaptığı iş trollükten başka bir şey değildir.”

“2019 MART’I İLE İLGİLİ SEÇİM İTTİFAKINI KARŞILIKLI OLARAK BİR KENARA BIRAKTIK”

2019’un Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerine değinerek Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimini beklemeden birtakım süreçleri tamamlamak istediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden aday gösterilecek mevcut belediye başkanları ile ilgili çalışmaların belirli bir safhaya ulaştığını, yeni isimlerle ilgili çalışmaları da hızla tamamlayacaklarını açıkladı.

“Cumhur ittifakına olan bağlılığımızı sürdürmekle birlikte, 2019 Mart’ıyla ilgili seçim ittifakı işini karşılıklı olarak bir kenara bıraktık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP ile ülke ve millet meseleleri konusunda birlikte çalışmaya devam edeceklerini, mahalli seçimlerde her partinin kendi yolunu takip edeceğini, AK Parti olarak tüm seçim çevrelerinde kendi adaylarıyla milletin karşısına çıkacaklarını aktardı.

Son 16 yılda her alanda Türkiye’ye kazandırdıkları hizmetlerin, kendilerinin en büyük referansı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her bir şehrimizi geleceğe taşıyacak altyapı ve üst yapı faaliyetleriyle, sosyal belediyecilik projeleriyle milletimizin karşısına çıkacağız” diye konuştu.

AK Parti’nin millete hizmet için kurulduğunu unutup kendi partiyi kendi heva ve heveslerinin aracı hâline dönüştürenlerin aday adayı olarak bile karşılarına çıkmamasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz bizi karakaşımız, karagözümüz, endamımız, hoş sohbetimiz için değil, yaptığımız ve yapacağımız hizmetler için bu görevlere getirdi, bu görevlere getiriyor. Bu görevini unutup, kerameti kendinden veya kendinde görmeye başlayanlar eninde sonunda bu milletin tokadını yemeye mahkûmdur” dedi.

FINDIK ALIMI

Konuşmasının sonunda fındık üreticilerinin fındık alımındaki fiyatlarla ilgili talep ve beklentilerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Fındık fiyatlarının yine düşmeye başlaması üzerine Toprak Mahsulleri Ofisi’ni son anda biz dedik ki bir kez daha devreye sokalım. Çünkü alavereciler var, onlar geliyor benim fındık üreticisi kardeşimi köşeye sıkıştırıp onların elinden mahsulünü alıyor. Biz bunlara fırsat vermeden şimdi Toprak Mahsulleri Ofisimizle 1 Kasım 2018 tarihinden itibaren levant kalite fındığın kilosu 14 liradan, Giresun kalite fındığın kilosunu da 14,5 liradan almaya başlayacağız. Kayıtlı fındık alımlarında kilo başına 2 lira da destekleme ödemesi yapıyoruz, dolayısıyla üreticimizin eline fındığın her kilosu 16 lira veya 16,5 liraya geçmiş oluyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin stoklarına geliyorum şimdi, bu stoklardan da 10 bin ton fındığı FİSKOBİRLİK’e teminat karşılığı vererek bu kurumumuzu da ayrıca desteklemiş oluyoruz. Böylece FİSKOBİRLİK’in fındıkla ilgili görevlerini yerine getirebilmesine, çalışanlarına böyle bir imkân sağlamış oluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, verdiği müjdenin, fındık üreticilerine, ihracatçılara ve ürünü kullanan tüm sektörler için hayırlı ve bereketli olması temennisinde bulunarak sözlerini tamamladı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner877

banner876