Türkiye, terör örgütlerinin tamamıyla başta FETÖ olmak üzere kararlı şekilde mücadelesini sürdürecektir. Devletin bu terör örgütlerinden arındırılması için ne gerekiyorsa bu adımlar atılacak ve olağanüstü halin vermiş olduğu hukuki imkanlarla bu süreç inşallah en kısa zamanda başarıyla tamamlanacaktır" dedi.
"MECLİS'İN HEDEFİ TERÖRÜ YOK EDECEK ORTAMI SAĞLAMAK OLACAKTIR"
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından düzenlediği basın toplantısında konuştu. TBMM'nin 26'ncı Dönem 2'nci Yasama Yılı ile ilgili görüşlerini dile getiren Kurtulmuş, Meclis'in hedefinin özellikle terörle mücadele olması gerektiğini vurgulayarak, "Bu dönemde TBMM'nin hayati önemde meselelerle karşı karşıya olduğunu da ifade etmek isterim. Türkiye, bir taraftan terör örgütlerinin bütününe karşı mücadelesini sürdürecek ama aynı zamanda Türkiye, 2023 hatta 2053 hedeflerine ulaşabilmek için yeni bir atılım ruhuyla hareket edecek. Bu atılım ruhunun ortaya çıkacağı yer TBMM'dir. 550 milletvekili arkadaşımızın tamamının büyük bir atılım ruhuyla hareket edeceğini ümit ediyoruz. Türkiye, terör örgütleriyle mücadele ederken, hem demokratik standartları yükseltme konusundaki kararlılığını sürdürecek hem Türkiye'nin ekonomik bakımdan daha ileriye gitmesi için TBMM üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Bu Meclis'in hedefi özellikle bu yılkı çalışmalarında hem terörü yok edecek ortamı sağlamak için katkı sunmak hem de güçlü, büyük Türkiye'nin kurulması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek olacaktır" ifadelerini kullandı.
"FETO'NUN İADESİYLE İLGİLİ 4 DOSYA ABD MAKAMLARINA SUNULDU"
Bakanlar Kurulu toplantısında Adalet Bakanlığı'nın Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iade edilmesi çalışmalarıyla ilgili sunum yaptığını anlatan Kurtulmuş, "15 Temmuz öncesinde 4 dosya ABD'ye FETO'nun iadesiyle ilgili 4 dosya ABD makamlarına sunulmuştu. 15 Temmuz'dan sonra da FETO'nun tutuklama talebiyle ilgili olarak ABD makamlarına 10 Eylül 2016 tarihinde takdim edildi. ABD makamları da e-mail ortamında bu belgelerin alındığını 23 Eylül 2016 tarihinde Türkiye'ye bildirdi. Bizim FETO konusundaki tavrımız açıktır. Türkiye 15 Temmuz'da büyük bir darbe teşebbüsüyle, bu toprakların gördüğü en büyük ihanetle karşı karşıya kalmıştır. Bu örgütün başındaki kişi ABD'de Pensilvanya eyaletinde 15 yıldır mukim olan FETO'dur. Bu kişinin Türkiye'ye iade edilmesiyle ilgili olarak ABD makamlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için bu konudaki talepler gerçekleştiriliyor" diye konuştu.
"SUÇLULARIN İADESİ ANLAŞMASI'NIN 10'UNCU MADDESİNDEN KAYNAKLANAN HAKKIMIZ"
ABD'ye Fethullah Gülen'le ilgili yapılan başvuruların en kısa zamanda karşılanmasını beklediklerini ifade eden Kurtulmuş, "ABD ile her alanda stratejik ortaklığı olan bir ülke olarak, bu karar Amerikan yargısı tarafından verilene kadar adı geçen kişinin Türkiye'ye iade edilmek üzere tutuklanmasını, bulunduğu yerde tutuklanması talep ediyoruz. Bu çerçevede Eylül ayının 10'unda gönderilen dosya ilgili kişinin tutuklanmasıyla ilgili bir taleptir. Bu da bizim ABD ile Suçluların İadesi Anlaşması'nın 10'uncu maddesinden kaynaklanan hakkımızdır. Bu başvurunun da en kısa zamanda karşılanacağını ümit ediyoruz" dedi.
"MUHTEMEL OPERASYONLAR KONUSUNDAKİ POZİSYONUMUZ NET"
Fırat Kalkanı harekatıyla ilgili bilgiler paylaşan Kurtulmuş, "Operasyon bizim açımızdan başarılı şekilde devam etmektedir. Operasyonun ilk günü söylediğimiz kırmızı çizgilerimizin tamamı devam etmektedir. Fırat Kalkanı ile ilgili sürdüğümüz bu mücadele özellikle DAEŞ ile ilgili bir mücadeledir ve kararlılıkla sürdürülecektir. Bu bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi, güvenli bölge haline gelmesini sağlamak öncelikli hedeflerimizdendir. Ayrıca Suriye'de ve Irak'taki DAEŞ'e karşı sürdürülen operasyonlarda Musul ve Rakka ile ilgili muhtemel operasyonlar konusundaki pozisyonumuz net ve açıktır. Türkiye, DAEŞ'in Suriye ve Irak'taki siyasi istikrarsızlığın bir sonucu olduğunu, sebebi olmadığını ifade ediyor. Bu bölgenin bütünüyle terör örgütlerinden temizlenmesi için uluslararası koalisyonla iş birliği halinde her türlü adımı atmaya hazır olduğunu ifade ediyor" açıklamasında bulundu.
"TEMEL ŞARTLARDAN BİRİ PYD VE PYG UNSURLARININ OPERASYONLARDA ASLA YER ALMAMASI"
Musul ve Rakka operasyonlarıyla ilgili de konuşan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye, Suriye halkınındır. Terör örgütlerinden temizleme bahanesiyle bir başka terör örgütüne bu şehirlerin peşkeş çekilmesinin doğru olmadığını Türkiye defaatle dile getirmektedir. Musul ve Rakka operasyonları yapılacaksa bu operasyonlarda mutlaka yerel unsurların sahada olması, uluslararası koalisyonun da bu mukavemete destek vermesi meselenin aslıdır. Türkiye, Rakka ve Musul operasyonlarının bu çerçevede yürütülmesini düşünür. Oradan DAEŞ çıkarılırken oraların başka bir terör örgütüne bırakılmasını da asla kabul etmez. PYD'nin Musul ve Rakka operasyonlarında esas unsurlardan biri olarak görülmesi Türkiye tarafından kabul edilebilir bir husus değil. Türkiye'nin bu operasyonların içinde yer almasının temel şartlarından biri PYD ve PYG unsurlarının bu operasyonlarda asla yer almamasıdır. Özellikle ABD'den bu konuyla ilgili olarak verdikleri sözleri yerine getirmesini ve buradaki PYD/YPG unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekilmesini sağlamasını bir kere daha talep ediyoruz"
EKİMDE 20 BİN ÖĞRETMEN ALINACAK
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 9 Ekim'de mülakatla 20 bin öğretmen daha alacağını açıklayan Kurtulmuş, "Milli Eğitim Bakanlığı'mızın Ekim ayının 9'unda mülakatla 20 bin öğretmeni daha alacağını bir müjde olarak ifade etmek isterim. Bu öğretmen kardeşlerimizin özellikle kalkınmada birinci derecede öncelikli bölgelere atanacağını söylemek isterim. Ekim ayının 9'unda öğretmen arkadaşlarımız Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine alınmış olacak" dedi.
"DEVLETİN TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN ARINDIRILMASI İÇİN NE GEREKİYORSA ADIMLAR ATILACAK"
Bakanlar Kurulu'nda MGK'nın tavsiye kararının değerlendirilerek, olağanüstü hal uygulamasının 3 ay daha uzatılması konusunda karar alındığını bildiren Kurtulmuş, "Bakanlar Kurulu'nda alınan bir karar, halen devam etmekte olan ve 19 Ekim'de sona erecek olan 90 günlük olağanüstü halin ikinci kere uzatılması ve 19 Ekim günü saat gece yarısı 01'den itibaren 90 gün süreyle olağanüstü halin yenilenmesi kararıdır. Bakanlar Kurulu'muz tavsiye kararına uyarak, olağanüstü hali bir kez daha 3 ay süreyle uzatma kararı almıştır. Türkiye, terör örgütlerinin tamamıyla başta FETÖ olmak üzere kararlı şekilde mücadelesini sürdürecektir. Devletin bu terör örgütlerinden arındırılması için ne gerekiyorsa bu adımlar atılacak ve olağanüstü halin vermiş olduğu hukuki imkanlarla bu süreç inşallah en kısa zamanda başarıyla tamamlanacaktır" ifadelerini kullandı.
"TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İRTİBATI ORTAYA KONULAN BELEDİYE BAŞKANLARI HAKKINDA GEREKLİ KARAR ALINIR"
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bazı belediyelere yeni görevlendirme yapılabileceği yönündeki açıklaması üzerinden sorulan, Diyarbakır, Van ve Mardin'e yeni görevlendirmelerin olup olmayacağı sorusunu şöyle yanıtladı: "FETÖ mensubu olduğu ve özellikle PKK mensubu olduğu için görevden alınan daha doğrusu yerlerine vekil atanan 30 belediye vardır. Bu belediyelerin her biri ya teröre verdikleri destek dolayısıyla bir kısmı da FETÖ ile irtibatları dolayısıyla görevden alındılar. Eğer ihtiyaç duyulursa terör örgütleriyle irtibatı ortaya konulan belediye başkanları hakkında da gerekli kararlar alınır. Bunları yaparken de hükümet olarak keyifle yapıyoruz, demiyoruz. Devletin vermiş olduğu imkanlarla, milletin vermiş olduğu oylarla iktidara gelen bir belediye başkanının elindeki iş makinasını çukur açmak için kullanması hangi ülkede kabul edilebilir bir durumdur? Bunlar zorunluluk çerçevesinde alınmış kararlardır. Eğer başka zorunluluklar ortaya çıkarsa bu kararları almakta hükümetimiz terörle mücadele bakımından asla tereddüt etmez"
"İSTİHBARAT BİRİMLERİYLE İLGİLİ ÇALIŞMA DEVAM EDİYOR"
İstihbaratın tek çatı altında toplanmasına ilişkin çalışmanın sonuçlanıp sonuçlanmadığı sorulan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "İstihbarat birimleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu konu geliştiği takdirde belli bir noktaya geldiğinde Bakanlar Kurulu'na gelir. Bunun kararı alınır ve kamuoyuyla bunlar paylaşılır" dedi.
"İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KONUYLA İLGİLİ GEREKLİ ÇALIŞMALARI YAPAR"
Yozgat Valiliği'nce alınan kararla ildeki bütün içkili mekanların kapatıldığı hatırlatılan Kurtulmuş, hükümetin bu konuda bir çalışmasının olup olmayacağı sorusu üzerine "Bu konu gündeme gelmedi. Herhalde İçişleri Bakanlığı bu konuyla ilgili gerekli çalışmaları yapar" ifadelerini kullandı.
"ÇOK ŞEHİR EFSANESİ ÜRETİLDİ, ONLARDAN BİRİDİR"
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'dan 1 gün önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in özel temsilcisinin, bir STK'nın davetlisi olarak Ankara'ya geldiği ve temaslarında TSK içindeki hareketliliğin konuşulduğu iddiaları sorulan Kurtulmuş, "15 Temmuz'dan sonra başarısız darbe teşebbüsüyle ilgili çok sayıda aslı esası olmayan şehir efsanesi üretildi. Herhalde bu söylediğini de onlardan biridir" diye yanıt verdi.
"ALMAN YETKİLİLER İNCİRLİK ÜSSÜ'NÜ DENETLİYOR, DEĞİL"
Alman milletvekillerinden oluşan 7 kişilik heyetin İncirlik Üssü ziyaretine ilişkin detaylar sorulan Kurtulmuş, "İncirlik Üssü, Türkiye'ye ait bir üstür. Tamamen milli bir askeri üstür. Buranın nasıl kullanılacağı Türkiye'nin emir komutası içerisinde belirlenmiş olan bir husustur. Bu çerçevede Türkiye gerek NATO kapsamındaki anlaşmalar gerekse ikili anlaşmalar çerçevesinde bazı ülkeler buradaki üsten Türkiye'nin vermiş olduğu izin çerçevesinde yararlanırlar. Alman askerler de karşılıklı anlaşmalar ve NATO çerçevesinde İncirlik'te bulunuyorlar. Türkiye'nin vermiş olduğu bu izin tamamen Alman yetkililerin Alman askerleri denetlemesiyle ilgili bir meseledir. Alman yetkililer gelip İncirlik Üssü'nü denetliyor, değiller. Türklerin yetkisinde olan bu üsle ilgili herhangi bir rapor hazırlayacak, değiller. Tamamıyla kendi askerleriyle görüşme çerçevesinde almış oldukları bir karardır. Türkiye de ikili anlaşmalar gereği buna müsaade etmiştir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN TASARRUFUDUR"
İsrail'in 20 milyon Dolar'lık tazminatı yatırdığı hatırlatılarak, söz konusu tazminatın ailelere ulaşıp ulaşmadığı sorusunu yanıtlayan Kurtulmuş, "İsrail'in Türkiye'ye vermiş olduğu Mavi Marmara tazminatı bildiğim kadarıyla Türk makamlarının resmi hesaplarına yatırılmıştır. Bundan sonra bunun nasıl dağıtılacağı konusu Türkiye'nin tasarrufudur" dedi.
"TERÖR GRUPLARINI MUSUL OPERASYONUNUN PARÇASI HALİNE GETİRMEK OPERASYONA KATKI SAĞLAMAZ"
Musul'a ABD'nin hava harekatı başlattığı ve Türkiye'nin de Başika Kampı'na asker sevkiyatı yaptığı yönündeki iddialar sorulan Kurtulmuş, şu açıklamalarda bulundu: "Musul operasyonuyla ilgili tavrımız açıktır. Türkiye'nin Başika'daki varlığının ise Musul operasyonuyla hiçbir ilgisi yoktur. Türkiye, yerel güçlerin isteği doğrultusunda oradadır. Hem peşmergelere hem oradaki yerel unsurlara uzunca bir süredir Türkiye, Başika'da eğitim vermektedir. Bunu Musul'un kurtarılması meselesinden ayrı görmemiz lazım. Türkiye, operasyonlarda PYD/YPG unsurlarının DAEŞ'ten buraları kurtarıyoruz, diye kullanılmasına tamamıyla karşıdır. Yerel unsurların merkezde olduğu bir operasyon ancak sonuç verir. Aksi takdirde Musul'a yabancı olan birtakım başka terör gruplarını ya da silahlı grupları Musul'a götürüp orada Musul operasyonunun bir parçası haline getirmek asla operasyonun başarı sağlamasına katkı sağlamaz. Böyle bir durum Musul operasyonunun başarısızlığını ortaya koyar"
"YETKİ HÜKÜMETİN ELİNDEDİR"
Meclis'te 4 partinin katılımıyla oluşturulan KHK Komisyonu'nun çalışma kapsamı sorulan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi OHAL kapsamında bütünüyle hükümete aitti. Bizim burada yapmak istediğimiz diğer partilerin bu konularla ilgili olarak görüşleri varsa bunların bildirilmesi ve bu sürecin daha düzgün daha iş birliği içerisinde yürütülmesini temin etmektir. Burada bir yetki devri değil. Yetki hükümetin elindedir" diye yanıt verdi.
"MECLİS'İN HEDEFİ TERÖRÜ YOK EDECEK ORTAMI SAĞLAMAK OLACAKTIR"
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından düzenlediği basın toplantısında konuştu. TBMM'nin 26'ncı Dönem 2'nci Yasama Yılı ile ilgili görüşlerini dile getiren Kurtulmuş, Meclis'in hedefinin özellikle terörle mücadele olması gerektiğini vurgulayarak, "Bu dönemde TBMM'nin hayati önemde meselelerle karşı karşıya olduğunu da ifade etmek isterim. Türkiye, bir taraftan terör örgütlerinin bütününe karşı mücadelesini sürdürecek ama aynı zamanda Türkiye, 2023 hatta 2053 hedeflerine ulaşabilmek için yeni bir atılım ruhuyla hareket edecek. Bu atılım ruhunun ortaya çıkacağı yer TBMM'dir. 550 milletvekili arkadaşımızın tamamının büyük bir atılım ruhuyla hareket edeceğini ümit ediyoruz. Türkiye, terör örgütleriyle mücadele ederken, hem demokratik standartları yükseltme konusundaki kararlılığını sürdürecek hem Türkiye'nin ekonomik bakımdan daha ileriye gitmesi için TBMM üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Bu Meclis'in hedefi özellikle bu yılkı çalışmalarında hem terörü yok edecek ortamı sağlamak için katkı sunmak hem de güçlü, büyük Türkiye'nin kurulması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek olacaktır" ifadelerini kullandı.
"FETO'NUN İADESİYLE İLGİLİ 4 DOSYA ABD MAKAMLARINA SUNULDU"
Bakanlar Kurulu toplantısında Adalet Bakanlığı'nın Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iade edilmesi çalışmalarıyla ilgili sunum yaptığını anlatan Kurtulmuş, "15 Temmuz öncesinde 4 dosya ABD'ye FETO'nun iadesiyle ilgili 4 dosya ABD makamlarına sunulmuştu. 15 Temmuz'dan sonra da FETO'nun tutuklama talebiyle ilgili olarak ABD makamlarına 10 Eylül 2016 tarihinde takdim edildi. ABD makamları da e-mail ortamında bu belgelerin alındığını 23 Eylül 2016 tarihinde Türkiye'ye bildirdi. Bizim FETO konusundaki tavrımız açıktır. Türkiye 15 Temmuz'da büyük bir darbe teşebbüsüyle, bu toprakların gördüğü en büyük ihanetle karşı karşıya kalmıştır. Bu örgütün başındaki kişi ABD'de Pensilvanya eyaletinde 15 yıldır mukim olan FETO'dur. Bu kişinin Türkiye'ye iade edilmesiyle ilgili olarak ABD makamlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için bu konudaki talepler gerçekleştiriliyor" diye konuştu.
"SUÇLULARIN İADESİ ANLAŞMASI'NIN 10'UNCU MADDESİNDEN KAYNAKLANAN HAKKIMIZ"
ABD'ye Fethullah Gülen'le ilgili yapılan başvuruların en kısa zamanda karşılanmasını beklediklerini ifade eden Kurtulmuş, "ABD ile her alanda stratejik ortaklığı olan bir ülke olarak, bu karar Amerikan yargısı tarafından verilene kadar adı geçen kişinin Türkiye'ye iade edilmek üzere tutuklanmasını, bulunduğu yerde tutuklanması talep ediyoruz. Bu çerçevede Eylül ayının 10'unda gönderilen dosya ilgili kişinin tutuklanmasıyla ilgili bir taleptir. Bu da bizim ABD ile Suçluların İadesi Anlaşması'nın 10'uncu maddesinden kaynaklanan hakkımızdır. Bu başvurunun da en kısa zamanda karşılanacağını ümit ediyoruz" dedi.
"MUHTEMEL OPERASYONLAR KONUSUNDAKİ POZİSYONUMUZ NET"
Fırat Kalkanı harekatıyla ilgili bilgiler paylaşan Kurtulmuş, "Operasyon bizim açımızdan başarılı şekilde devam etmektedir. Operasyonun ilk günü söylediğimiz kırmızı çizgilerimizin tamamı devam etmektedir. Fırat Kalkanı ile ilgili sürdüğümüz bu mücadele özellikle DAEŞ ile ilgili bir mücadeledir ve kararlılıkla sürdürülecektir. Bu bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi, güvenli bölge haline gelmesini sağlamak öncelikli hedeflerimizdendir. Ayrıca Suriye'de ve Irak'taki DAEŞ'e karşı sürdürülen operasyonlarda Musul ve Rakka ile ilgili muhtemel operasyonlar konusundaki pozisyonumuz net ve açıktır. Türkiye, DAEŞ'in Suriye ve Irak'taki siyasi istikrarsızlığın bir sonucu olduğunu, sebebi olmadığını ifade ediyor. Bu bölgenin bütünüyle terör örgütlerinden temizlenmesi için uluslararası koalisyonla iş birliği halinde her türlü adımı atmaya hazır olduğunu ifade ediyor" açıklamasında bulundu.
"TEMEL ŞARTLARDAN BİRİ PYD VE PYG UNSURLARININ OPERASYONLARDA ASLA YER ALMAMASI"
Musul ve Rakka operasyonlarıyla ilgili de konuşan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye, Suriye halkınındır. Terör örgütlerinden temizleme bahanesiyle bir başka terör örgütüne bu şehirlerin peşkeş çekilmesinin doğru olmadığını Türkiye defaatle dile getirmektedir. Musul ve Rakka operasyonları yapılacaksa bu operasyonlarda mutlaka yerel unsurların sahada olması, uluslararası koalisyonun da bu mukavemete destek vermesi meselenin aslıdır. Türkiye, Rakka ve Musul operasyonlarının bu çerçevede yürütülmesini düşünür. Oradan DAEŞ çıkarılırken oraların başka bir terör örgütüne bırakılmasını da asla kabul etmez. PYD'nin Musul ve Rakka operasyonlarında esas unsurlardan biri olarak görülmesi Türkiye tarafından kabul edilebilir bir husus değil. Türkiye'nin bu operasyonların içinde yer almasının temel şartlarından biri PYD ve PYG unsurlarının bu operasyonlarda asla yer almamasıdır. Özellikle ABD'den bu konuyla ilgili olarak verdikleri sözleri yerine getirmesini ve buradaki PYD/YPG unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekilmesini sağlamasını bir kere daha talep ediyoruz"
EKİMDE 20 BİN ÖĞRETMEN ALINACAK
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 9 Ekim'de mülakatla 20 bin öğretmen daha alacağını açıklayan Kurtulmuş, "Milli Eğitim Bakanlığı'mızın Ekim ayının 9'unda mülakatla 20 bin öğretmeni daha alacağını bir müjde olarak ifade etmek isterim. Bu öğretmen kardeşlerimizin özellikle kalkınmada birinci derecede öncelikli bölgelere atanacağını söylemek isterim. Ekim ayının 9'unda öğretmen arkadaşlarımız Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine alınmış olacak" dedi.
"DEVLETİN TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN ARINDIRILMASI İÇİN NE GEREKİYORSA ADIMLAR ATILACAK"
Bakanlar Kurulu'nda MGK'nın tavsiye kararının değerlendirilerek, olağanüstü hal uygulamasının 3 ay daha uzatılması konusunda karar alındığını bildiren Kurtulmuş, "Bakanlar Kurulu'nda alınan bir karar, halen devam etmekte olan ve 19 Ekim'de sona erecek olan 90 günlük olağanüstü halin ikinci kere uzatılması ve 19 Ekim günü saat gece yarısı 01'den itibaren 90 gün süreyle olağanüstü halin yenilenmesi kararıdır. Bakanlar Kurulu'muz tavsiye kararına uyarak, olağanüstü hali bir kez daha 3 ay süreyle uzatma kararı almıştır. Türkiye, terör örgütlerinin tamamıyla başta FETÖ olmak üzere kararlı şekilde mücadelesini sürdürecektir. Devletin bu terör örgütlerinden arındırılması için ne gerekiyorsa bu adımlar atılacak ve olağanüstü halin vermiş olduğu hukuki imkanlarla bu süreç inşallah en kısa zamanda başarıyla tamamlanacaktır" ifadelerini kullandı.
"TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İRTİBATI ORTAYA KONULAN BELEDİYE BAŞKANLARI HAKKINDA GEREKLİ KARAR ALINIR"
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bazı belediyelere yeni görevlendirme yapılabileceği yönündeki açıklaması üzerinden sorulan, Diyarbakır, Van ve Mardin'e yeni görevlendirmelerin olup olmayacağı sorusunu şöyle yanıtladı: "FETÖ mensubu olduğu ve özellikle PKK mensubu olduğu için görevden alınan daha doğrusu yerlerine vekil atanan 30 belediye vardır. Bu belediyelerin her biri ya teröre verdikleri destek dolayısıyla bir kısmı da FETÖ ile irtibatları dolayısıyla görevden alındılar. Eğer ihtiyaç duyulursa terör örgütleriyle irtibatı ortaya konulan belediye başkanları hakkında da gerekli kararlar alınır. Bunları yaparken de hükümet olarak keyifle yapıyoruz, demiyoruz. Devletin vermiş olduğu imkanlarla, milletin vermiş olduğu oylarla iktidara gelen bir belediye başkanının elindeki iş makinasını çukur açmak için kullanması hangi ülkede kabul edilebilir bir durumdur? Bunlar zorunluluk çerçevesinde alınmış kararlardır. Eğer başka zorunluluklar ortaya çıkarsa bu kararları almakta hükümetimiz terörle mücadele bakımından asla tereddüt etmez"
"İSTİHBARAT BİRİMLERİYLE İLGİLİ ÇALIŞMA DEVAM EDİYOR"
İstihbaratın tek çatı altında toplanmasına ilişkin çalışmanın sonuçlanıp sonuçlanmadığı sorulan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "İstihbarat birimleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu konu geliştiği takdirde belli bir noktaya geldiğinde Bakanlar Kurulu'na gelir. Bunun kararı alınır ve kamuoyuyla bunlar paylaşılır" dedi.
"İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KONUYLA İLGİLİ GEREKLİ ÇALIŞMALARI YAPAR"
Yozgat Valiliği'nce alınan kararla ildeki bütün içkili mekanların kapatıldığı hatırlatılan Kurtulmuş, hükümetin bu konuda bir çalışmasının olup olmayacağı sorusu üzerine "Bu konu gündeme gelmedi. Herhalde İçişleri Bakanlığı bu konuyla ilgili gerekli çalışmaları yapar" ifadelerini kullandı.
"ÇOK ŞEHİR EFSANESİ ÜRETİLDİ, ONLARDAN BİRİDİR"
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'dan 1 gün önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in özel temsilcisinin, bir STK'nın davetlisi olarak Ankara'ya geldiği ve temaslarında TSK içindeki hareketliliğin konuşulduğu iddiaları sorulan Kurtulmuş, "15 Temmuz'dan sonra başarısız darbe teşebbüsüyle ilgili çok sayıda aslı esası olmayan şehir efsanesi üretildi. Herhalde bu söylediğini de onlardan biridir" diye yanıt verdi.
"ALMAN YETKİLİLER İNCİRLİK ÜSSÜ'NÜ DENETLİYOR, DEĞİL"
Alman milletvekillerinden oluşan 7 kişilik heyetin İncirlik Üssü ziyaretine ilişkin detaylar sorulan Kurtulmuş, "İncirlik Üssü, Türkiye'ye ait bir üstür. Tamamen milli bir askeri üstür. Buranın nasıl kullanılacağı Türkiye'nin emir komutası içerisinde belirlenmiş olan bir husustur. Bu çerçevede Türkiye gerek NATO kapsamındaki anlaşmalar gerekse ikili anlaşmalar çerçevesinde bazı ülkeler buradaki üsten Türkiye'nin vermiş olduğu izin çerçevesinde yararlanırlar. Alman askerler de karşılıklı anlaşmalar ve NATO çerçevesinde İncirlik'te bulunuyorlar. Türkiye'nin vermiş olduğu bu izin tamamen Alman yetkililerin Alman askerleri denetlemesiyle ilgili bir meseledir. Alman yetkililer gelip İncirlik Üssü'nü denetliyor, değiller. Türklerin yetkisinde olan bu üsle ilgili herhangi bir rapor hazırlayacak, değiller. Tamamıyla kendi askerleriyle görüşme çerçevesinde almış oldukları bir karardır. Türkiye de ikili anlaşmalar gereği buna müsaade etmiştir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN TASARRUFUDUR"
İsrail'in 20 milyon Dolar'lık tazminatı yatırdığı hatırlatılarak, söz konusu tazminatın ailelere ulaşıp ulaşmadığı sorusunu yanıtlayan Kurtulmuş, "İsrail'in Türkiye'ye vermiş olduğu Mavi Marmara tazminatı bildiğim kadarıyla Türk makamlarının resmi hesaplarına yatırılmıştır. Bundan sonra bunun nasıl dağıtılacağı konusu Türkiye'nin tasarrufudur" dedi.
"TERÖR GRUPLARINI MUSUL OPERASYONUNUN PARÇASI HALİNE GETİRMEK OPERASYONA KATKI SAĞLAMAZ"
Musul'a ABD'nin hava harekatı başlattığı ve Türkiye'nin de Başika Kampı'na asker sevkiyatı yaptığı yönündeki iddialar sorulan Kurtulmuş, şu açıklamalarda bulundu: "Musul operasyonuyla ilgili tavrımız açıktır. Türkiye'nin Başika'daki varlığının ise Musul operasyonuyla hiçbir ilgisi yoktur. Türkiye, yerel güçlerin isteği doğrultusunda oradadır. Hem peşmergelere hem oradaki yerel unsurlara uzunca bir süredir Türkiye, Başika'da eğitim vermektedir. Bunu Musul'un kurtarılması meselesinden ayrı görmemiz lazım. Türkiye, operasyonlarda PYD/YPG unsurlarının DAEŞ'ten buraları kurtarıyoruz, diye kullanılmasına tamamıyla karşıdır. Yerel unsurların merkezde olduğu bir operasyon ancak sonuç verir. Aksi takdirde Musul'a yabancı olan birtakım başka terör gruplarını ya da silahlı grupları Musul'a götürüp orada Musul operasyonunun bir parçası haline getirmek asla operasyonun başarı sağlamasına katkı sağlamaz. Böyle bir durum Musul operasyonunun başarısızlığını ortaya koyar"
"YETKİ HÜKÜMETİN ELİNDEDİR"
Meclis'te 4 partinin katılımıyla oluşturulan KHK Komisyonu'nun çalışma kapsamı sorulan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi OHAL kapsamında bütünüyle hükümete aitti. Bizim burada yapmak istediğimiz diğer partilerin bu konularla ilgili olarak görüşleri varsa bunların bildirilmesi ve bu sürecin daha düzgün daha iş birliği içerisinde yürütülmesini temin etmektir. Burada bir yetki devri değil. Yetki hükümetin elindedir" diye yanıt verdi.