banner798
Değerli okuyucularım, bu yazımda Türkiye’mizde yayınlanan izdivaç ve dizi programlarına değinmek istedim. Eeee kendimce de biraz iğneleyici şekilde yapımcılara ve bu tarz eğlence programlarını yayınlatan kişilere sesleniyorum. Bizlerin duygularıyla oynayan ve bir o kadar da vatandaşın saf duruma sokulduğu ve kandırıldığı… Aynı zamanda izlerken uyutulduğumuz programların kaldırılmasından yanayım, bu günler de iddia edildiği gibi izlenme rekoru kıran dizilerimizin neyi izleniyor, bunu da sizlerin önüne sunuyorum.
 
Şimdilerde tartışılan bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Televizyonlarda asılsız konulu saçma sapan dizilerin çokluğundan yakınıyorum. Hatta ileri giderek, iddia ediyorum. Türk aile yapısını bozacak dizilerin ve programların başı bayağı sıkıntıda, tartışma yaratan konu ise dizilerin 120 Dakika’dan, 45 Dakikaya indirilmesi isteniyor. Ben ise 120 dakika değil 45 dakika bile yayınlanmasını istemiyorum. Ama her nedense, bu duruma senaristler kalem bırakmaya gidiyor. Ayrıca bu dizilerde oynayan başrol oyuncularında itiraz etmeye hazırlanıyorlar… Ne imiş taksim de protesto edeceklermiş, neden? Saçları başları boyalı jöleli jönler isyandaymış, ama niye isyanda bunu da anlamıyorum. Sanki çok bilinçli şeyler yapıyorlar ya, bizleri yapımcılar çok bilgilendirdiler ya ondandır belki… Birileri kalem bırakmaya bile gitmeye kalkıyorlar… Zorla esir alıyorlar milleti, soruyorum sizlere hangi dizi halkı bilinçlendiriyor, hangi senaryo insanların duygularıyla oynamıyor ki? Neden acaba isyandalar anlamadım gitti… Halkı hangi veya hangi diziler bilinçlendiriyor. Kimse bunu tartışmıyor, neymiş bu dizileri izleyenlerin hoşuna gidiyormuş, kimin hoşuna gidiyor kendi ailelerinin mi, yada oyuncuların yakın akrabalarının hoşuna mı gidiyor… Ya neresi kimin hoşuna gidiyorsa, ya da hangi sahnelerini kim sevdi… Vallahi anlamadım.
 
Dün akşam Abbas Güçlü ile Genç Bakış programında bir genç çıkıp bu tür dizi, izdivaç gibi programlara isyanını anlattı. Bazı kesimin hoşuna gitmese de, o gencimizin diziler hakkındaki yorumu benim bayağı ilgimi çekti. Bu yazımı yazmamı da tetikledi. Bilmiyorum o genci kimler dinledi. Ama bence Türk dizilerinin şuan ki konumunu en iyi şekilde anlattı. Belki de benle aynı düşüncede olması ve konuştuklarının da gerçekliği benim ilgimi çekti. Benim burada anlatmak istediğim, Türk Sineması bayağı yol kat etti. Ama dizilerimiz ve sabah programlarımız gün geçtikçe ilerleyeceğine daha da geriye gidiyor. Geriye gitmesi önemli değil de zaten alıştık gerilemeye ama sapıkça geriye gidiyor, Örnek mi? Birkaç örnek vereyim o zaman…
 
Fatmagül’ün suçu ne? Türk Malı, Bin bir gece, Küçük kadınlar, Aşk-ı Memnu ve aklıma gelmeyen diğer diziler… Bu tür dizileri de çoğalta biliriz. Sabah programlarının iğrençliğini de katmıyorum yazımın içerisine onlar zaten iğrençlik abidesi, geriye izleyecek ne kaldı. Sanırım sadece haberler ve çocuk programları... Biraz eskilere gitsek yani çok değil bundan 10 sene öncesine ya da 5 sene öncesine gidildiğinde. Ekmek Teknesi, Avrupa Yakası, Gülbeyaz, İkinci Bahar, Mahallenin Muhtarları ve Bizimkiler bir dönem harbi izlenme rekorları kırıyordu, öyle böyle sözde değil, reklâm kokan hareketlerde yoktu doğrusu… Herkes de bu dizileri zevkle izliyordu. Çünkü eğitici yanları çok vardı ve de öğretici yanları da…
 
O günlerden bu günlere gelinen noktaya bakıldığında da insan şu soruyu kendine soruyor. Ne değişti? Nasıl o dizilerden bu günlere geldik. Türk Sineması çağ atlarken Türk Dizlilerinin kalitesi neden bu kadar düştü, bunu da ben anlamıyorum. Her kanal, her program şimdilerde utanç abidesi… Biri birilerine tecavüz ediyor, çocuk babasına baş kaldırıyor evi yakıyor, mahalleyi ayağa dikiyor, polise dikiliyor… Vs. neler neler yapıyor. Birisi çıkıyor amcasının eşine sulanıyor. Oda yetmiyor Türk ailesinin özel yaşamını en aşağılayıcı şekilde alay ediliyor. Bunların hiç birine kimse dur demiyor… Hayretlerle bu utanç abidesini izlemekle kalıyoruz ve de zorla birileri bu iğrenç dizileri bizlere izletiyor. Onun içindir ki, dizilerde gerçekten bir şeyler verilmek isteniyorsa bu şekilde değil… İlle de verilecekse, kültürümüze, örfümüze ve adetlerimize göre verilmesinden yanayım. Bir şeyi izlerken bir programa bakarken artık ben utanmak, sıkılmak veya kanalı değiştirmek istemiyorum… Buradan yapımcılara ve senaristlere sesleniyorum, illa bir şey yapacaksanız o zaman kendi hayatınızı koyun dizilere de onları izleyelim… Bakalım ne kadar eğlencelisiniz… Saygılarımla diğer yazımda buluşmak dileği ile…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.