HaberOvasi.Com
2013-05-21 12:25:11

Türkiye’de ki Gıda Güvensizliği

İsmail TOKALAK

tokalak@btinternet.com 21 Mayıs 2013, 12:25

Son günlerde Türkiye’ye büyük miktarda GDO’lu pirinç girdiğini ve bununda halka satılarak tüketildiği skandalı ortaya çıktı. Bu devletin gıda denetimsizliğinin buzdağının üzerindeki çok az görünen kısmı. Biz haberimiz olmadan neler yediğimizi bir bilsek neredeyse ağzımıza bir şey koymayız.

Devlet Zaten 2010’da uygulamaya soktuğu Biyogüvenlik Yasası ile sözde bir bilimsel kurul oluşturdu bu kurul ülkeye yem olarak gelen GDO’lu mısır soya..vb inceliyor insan ve çevreye zarar vermediğine kanaat getirirse ithaline izin veriyor. Arkadaş GDO’lu ürünlerin zararını artık Afrika’daki yerliler bile biliyor. Siz hangi kriterlere göre buna zararlı değil Raporu verip ülkeye girmesine izin veriyorsunuz. Bu tip yemleri yiyen hayvanın etini sütünü tüketen insanlara da GDO’nun zararları bulaşıyor. Bu bilimsel bir veri. Bu yasanın adı Biyogüvensizlik Yasası olmalıydı. Ama bu ülkede insan değeri kaç para ki!

Aslında bu durum bütün dünyada bir sorun teşkil ediyor. Amerika da hükümet gıda işleyen fabrikaların % 95’ini denetleyememekte bu da halk sağlığı için büyük tehlike arz etmektedir. Türkiye’de gıda denetlemesi konusunda durum fazla farklı değildir. Mesela Türkiye’de bırakın dışarıdan gelen gıdaların sağlıklı kontrolünü içeride satılanları bile yeterli şekilde kontrol edebilecek mekanizma yoktur. Türkiye’de gıda sektörünün % 70’i kayıt dışı üretim yapanların elindedir.

Ankara Ticaret Odası’nın (Ekim, 2006) hazırlattığı bir rapora göre, Türkiye’de yılda tüketilen 1 milyon ton etin yarısının ya kaçak ya da kayıt dışı olduğu ortaya çıkıyor.

Bu acı gerçekler de bu ülkede yaşayanların çoğunun yedikleri gıdalardan dolayı büyük bir risk altında olduklarının bir göstergesidir.

Türkiye’de gıda terörü, halk sağlığını tehdit eden en önemli konuların başında gelmektedir. Bu sorunun çözümü için etkin bir denetim mekanizmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Denetim mekanizmasını elinde tutan Tarım Bakanlığı’nın elindeki personel sayısı ve niteliği gıda güvenliği ve halk sağlığı için ihtiyaç duyulan etkin denetim mekanizmasını sağlayamamaktadır.

Türkiye’de yapılan en büyük yanlışlıklardan biri de gıda denetimin Sağlık Bakanlığı değil Tarım Bakanlığı tarafından yapılmasıdır. Tarım bakanlığında piyasayı tem ve etkili şekilde denetleyecek miktarda ve alanında uzman olmuş yeterli eleman ve detaylı bir kanun ve tüzük yoktur. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gıda maddeleri üretimi, satışı ve toplu tüketimi konuları ile iştigal eden kayıtlı 500 bin işletmeyi sadece 4650 Gıda Kontrolörü ile denetlemeye çalışmaktadır. Gıda denetimini gerçekleştiren bu personelin ise sadece 852 tanesi Gıda Mühendisidir. Bu durum gerçekten çok yetersizdir.

Bakanlık, diğer meslek mensupları ile kıyaslandığında her yıl neden son derece az sayıda gıda mühendisi alındığını anlamak mümkün değildir.5996 Sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” yapılan tüm itirazlara rağmen 13 Aralık 2010'da yürürlüğe girmişti. Kanun, kurulu gücü veya çalışan sayısı belirli bir büyüklüğün altında kalan gıda işletmelerinde gıda mühendislerinin istihdam zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır. Gıda mühendisi çalıştırma zorunluluğu bulunmayan işyerleri, halen var olan gıda işletmelerinin yüzde 80'i civarındadır. Kanunun yürürlüğe girmesi ile binlerce gıda iş yerinde sorumlu yönetici olarak çalışan gıda, kimya ve ziraat mühendisleri, işten çıkarılmıştır. Bu durum zaten yeterli denetim yapılamayan gıda denetimini Türkiye’de daha riskli bir hale getirmiştir. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.