banner798
 İlk yarıda 4.2.3.1. düzeni ile maça çıkınca acaba rakibimiz kim diye düşünmeye başladım.
Remzi. Fatih. ahmet, üçlüsünün ön blokta iş yapması biraz zor gibi görünüyordu.
İki silahşorun aynı kılıcı çekmesi nasıl mümkün değilse futbol adına aynı işlemi iki futbolcunun yapması da mümkün değildir. Tercih yapmak futbol adına mümkün olabilir ama sonuçları kötü olması aynı derece mümkündür. Bu mağlubiyetin hepimiz için hayırlı olmasını isteyebiliriz ama sorgulamamamız gerekenleri unutmamamız gerekir.
 
Futbol oynarken futbolcumuzun kapasitesi ve özelliklerini iyi bilmemiz gerekli, santrafor oynayan oyuncumuzun özellikleri neyse ona göre oyun anlayışı gerekir. Rakip sahada oyun lehimize set oyununa dönüşüyorsa takımımız ona göre oynamalı. Veya rakibin sahayı nasıl parsellediği ile ilgili bazı taktik düşünceleri sahaya yansıtabilecek oyuncu yapısı ile sahaya çıkmamız gerekirdi diye düşünüyorum. Oysa biz sağ kenar oynayan iki oyuncumuz var gibiydi ve Remzi nin bu oyun anlayışı Fatih Aytekin in topla fazla buluşmasını engellediği gibi.Ali kunter bu fiziki özellikleri ile bizi Şampiyonluğa zor taşıyacak gibi görünüyor ama iyi niyetle çalıştığına inanıyorum.4.3.2.1 sistemi ile Bulancak spor maçına çıkmak hakikaten enteresan geldi bana..İki ön libero oynayan oyuncumuzun fena oynamadığını düşündüğüm maçta Remzinin defans ile iki ön libero arasında top alması düzeltilmesi gereken bir unsur olarak göründüğü gibi futbolcularımızın sanki psikolojik bir durum yaşıyorlar gibi geldi.Sanki bütün pasları veya uzun topları iki futbolcuya atmak zorundaymışlar gibi geldi bana Ve bu durum birçok yanlış pas atılmasına sebep olmuştur.
Saha zemin ve yan hakem mazeretleri üreterek kafamızı kumun altına sokabiliriz veya tedbirler alıp önümüzdeki haftalara daha sağlıklı geçebiliriz. Fakat BULANCAK SPOR maçına tek santraforla oynama anlayışını kabullenmem mümkün değil.
 
Yomra ve Düzyurt maçlarında nasıl oynayacağız.?      
 
Aktif ve dinamik oyuncu kullanımında en asgari seviyede oynamamız lazım çünkü son iki maçtır nedense futbolcularımızın fiziki hareketliliklerinde ağırlaşma olmuş sanki..
NEDEN ACABA..
Rakibin sert oyunu karşısında gerekli tavrı koyamadık ve rakibin ikinci yarıda daha cesaretle üstümüze gelmesine olanak sağladık.Rakibin tam bize uygun bir sistem davranışı uygulamasına karşın daha önce yazdığım psikolojik algı (bence) nedeniyle hatalı pas tercihleri ile dolu bir maç ortaya koyduk..Hocamız bu durumu fark etmiş olacak ki iki oyuncumuzu oyundan almak zorunda kaldı ama oyuna giren oyuncularımız aynı hat üzerinde kalarak rakibin kendilerini marke etmelerine kolaylık dağlamış oldular..
Bu arada sol kenardan gelip gol atan AHMET, İN golü kesinlikle ofsayt değildi.
Önümüzdeki maçlarda bu maçın telafisini yapacak potansiyelimiz var ve moralimizi bozmadan ama gerçekleri göz ardı etmeden yapmalıyız.
 
TARAFTARIN DURUMU.!
Maç sabahı beni maça davet ettiler ve onlarla birlikte oldum. İmece usulü her taraftar kendi ararlında para toplayarak maça gitmeye çalışırken bazı iş adamlarının da ellerinden geldiği kadar katkı yaptığını gördük. Netice olarak taraftar her ne şekilde ve sayıları azda olsa maça gitmek isteyince gidiyor.Fakat bu durumun uzun süre böyle devam etmesi mümkün değil ..
Seyirci baskısının olmadığı bir yerde verim almanız biraz zorlaşır gibi geliyor.
Bulancak girişinde bir minibüs dolusu (17) taraftarı karşılayan polis sayısını görünce bizim taraftarın etkisini daha iyi anladım ..Zihni başkana yapılan terbiyesizlikle ilgili kendiler ininde üzgün olduklarını ve kendileri ile ilgili olmadıklarını belirttiler.
SONUÇ OLARAK! B u durumun düzeltilmesi gerekir ve taraflar bir araya gelip ne düşündüklerini birbirlerine iletmesi gerekir.
Geçen hafta yazdığım don yazımda HÜSEYİN ÇAMAŞ ile ilgili söylediklerimde samimi olduğumu bir kez daha kendisine iletmek isterim ama benim bu düşüncemin futbol ve başkanlıkla ilgisi yoktur..Sadece kendisini hakikaten sevmemle ilgisi vardır.YANİ…İNSANİ BİR GÖRÜŞTÜR..saygılarımla.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.