Alaçamlı Öğrenciler Güneydoğuyu Gezdiler

Şadiye Muzaffer Turhan Anadolu lisesi Güneydoğu Anadolu Gezisi' nde

Samsun Alaçam Şadiye Muzaffer Turhan Anadolu Lisesi; öğretmen ve öğrencileri Güneydoğu Anadolu Gezisi gerçekleştirdiler.

Okulun web sayfasından yapılan açıklama şöyle :

" Türkiye keşfedilmeye açık bir kültür hazinesi.,

Bilir misiniz, şehirlerde konuşur. Kimi şehirler çekingen ve soğuktur, kimileriyse kulağı hassas olan esaslı bir takım gezginlerle konuşurda durur.

Gezimiz GAP gezisi: Gezimizin ilk mola yeri Sivas oldu. Akşam yemeğini -6 derece soğuğa rağmen sıcak bir Sivas köftesiyle başlattık. Paşabahçe Mesire Alanında Meşhur Sivas köftesini yedik ardından çay keyfi yaptık ve yolumuza devam ettik.

İlk durağımız Antakya. Sabah kahvaltımızı meşhur Antakya yöresel kahvaltısını alacağımız Öğretmenevinde aldık ve gezimize başladık. Daha sonra Antakya Arkeoloji Müzesi St. Pierre Kilisesini gezdik. Dünyanın ikinci büyük mozaik müzesini öğrencilerimize göstermenin mutluluğunu yaşadık. Sanata olan bakış açıları oldukça farklılaşmıştı arkeoloji müzesinde. Antakya deyince aklımızda kalan bir başka önemli şeyler Asi nehri, Harbiye Şelaleleri ve künefe oldu. Antakya'ya gelinir de künefe yenmeden dönülür mü ? Bizde meşhur Hatay künefesini Hatay Künefe de aldık.

Antakya sonrası durağımız Gaziantep oldu. Burada güne muhteşem başladık. Özellikle Gaziantep mutfağı gerçek bir efsaneydi. Eski çarşılar, bakırcılar çarşısı, adım başı baklavacılar, fıstıkçılar, farklı kahve tatları, Zeugma Mozaik müzesi ve meşhur Çingene Kız ile tanışma fırsatı Gaziantep'te akılda kalanlar arasındadır.

Gaziantep, hareketli ve sempatik bir kent. Esnaf, kente gelen ziyaretçilere oldukça yardımcı oluyor. Biz özellikle sıcak ve samimi esnafını çok sevdik, özellikle de baklavasını. Tüm öğrencilerimizle tadına baktık. Öğlen yemeğimizi Gaziantep Mutfak Sanatlarında alarak o meşhur Antep lahmacununun tadına vardık. Gaziantep'ten ayrılarak Urfa'ya geçtik.

Urfa deyince aklımıza gelen Balıklı Göl oldu elbette. Bir de akşam sıra geceleri. Öğrencilerimizin güzel vakit geçirmesinde kültürel bir yörenin keyif kattığı sıra gecesinde güzel dakikalar yaşatan güzel insanlarla bir arada olduk. Sıra gecesi menümüz oldukça zengin olup,kebaplarından tutun da çiğ köftesine, tatlısına varana kadar her şeyin tadına baktık. Meşhur mırra denilen kahvesini de içtik elbette.

Konaklamamız için rotamızı Şanlıurfa'dan sonra Mardin'e doğru çevirdik ve Urfa sıra gecesinden sonra Mardin'e hareket ettik.Mardin, daha doğrusu bir kartal yuvasını andıran eski Mardin. Dar sokakları, çarşıları, yöresel yemekleri, badem şekerleri, Süryani çörekleri ile ilginç bir yer Mardin ama zaman hep yetersiz kalıyor, fazla kalamadan Dayrül Zaferan Manastırını görme fırsatını yakalamış olduk. Sabah aldığımız kahvaltı sonrası Midyat'a geçtik. Midyat deyince eski sokaklar, gümüş işçiliği, Sıla dizisinin Ve Hercai dizisinin çekilmiş olduğu Aslanlı Konağını ziyaret etme şansına sahip olduk. Öğrencilerimizin oldukça dikkatini çeken tarihi yapıtlar ve konaklar oldu. Midyat'da aldığımız öğlen yemeği oldukça güzel olmakla beraber Tarihi Midyat Ocakbaşında aldığımız kebaplarıydı.

Midyat'dan sonraki rotamız ise sular altında kalan Hasankeyf oldu.Burada tanıştığımız Çoban Ali ne kadar meşhurmuş da biz tanımıyormuşuz. Hasankeyf den sonra ki rotamız ise Batman oldu son olarak.Batman dediğimizde aklımıza ilk gelen Doğu'nun en unutulmuş şehri gelmişti oysa ki, gördüğümüz Batman hiç de öyle değildi. Fazlasıyla gelişmiş bir kente gelmiştik.

Sonuç olarak bu kültürel ve sanatsal gezimiz tam bir zevkler ve renkler olayı. İnsanoğlunun en büyük özelliklerinden bir de farklı coğrafyaları, değişik kültürleri, bilmediği, merak ettiği yerleri gezme-görme –öğrenme duygusudur.Biz de öğrencilerimize bu duyguyu yaşatmak istedik.

Gezi sırasında öğrencilerimize eşlik eden Müdür yardımcımız Sabriye HALIÇ, Görsel Sanatlar Öğretmenimiz Gamze ÖZYAZICI, Coğrafya Öğretmenimiz Ali GÜNAN'a teşekkür ederiz."

Haber : Oktay ZERRİN- Samsun